56.6 F
Los Angeles
24 Nisan 2024
AnasayfaAlaturka OnlineBİLİM ADAMLIĞI, ETİK ve EMPATİ

BİLİM ADAMLIĞI, ETİK ve EMPATİ

İnsanlığın irtifa kaybettiği, insanı insan yapan önemli değerlerin erozyona uğradığı, özellikle 1980 sonrasına denk gelen dönemde daha yoğun bir şekilde hayatımızı kuşatmış olan, kendi değerlerini diğerlerine bir şekilde kabul ettirme, bu uğurda gerekirse zor kullanmayı makul bulan, kendi bildiğinin dışında doğru olamayacağı, düşündüklerini ve hayallerini gerçek inanmışlıklarını ise bilim zanneden, intihalden mutlak nasiplenen bilim adamı görünümlü ama ortaçağ kafalı ancak bir o kadar da etkili ve yetkili biçimde donanmış müsveddelerden geçilmemektedir. Mezkûr dönem öncesi varlığının farkına varamadığımız, ama sonra kaybedince de irkildiğimiz, erozyon ve irtifa yitiminin esas gerekçesini oluşturan, ahlak, etik ve empati; günümüzde çok sık kullanılmasına rağmen güncelde ne yazık ki bir türlü esas rolü alamayan konumu itibariyle de durumumuzun izahı ve kurtuluşumuzun reçetesi olarak durmaktadır.

Bilim ve özelde de İnşaat Mühendisliği dünyasının, Betonarme konusunda ünü dünya çapında olan, dünya çapında tanınmışlığının aksine mütevaziliğini asla ve kata terk etmediğini kendisini yakından bilenlerin altını çizerek anlattığı bir bilim adamı akademisyen olan Uğur Ersoy hocanın bir söyleşisinde bahsettiği hocası Ferguson ile ilgili anılarının 2 tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum bu hafta, paylaşmak istiyorum ki nasıl bilimi adamı olunurun benim tarafımdan tarifini yapabileyim. Uğur Ersoy için; İnşaat Mühendisleri odası başkanlığı yapmış Cemal Gökçe ve hemen hemen her İnşaat mühendisinin paylaştığı görüşünde ne diyor; “Biz Uğur Ersoy’u sadece iyi mühendis olarak tanımıyoruz, iyi ders anlatan hoca olarak tanımıyoruz; Uğur Ersoy Hocamızın diğer hocalarımızdan farklı bir özelliği daha var, mühendis olmanın yanında filozof bir yanı da var; yani mühendis olmanın yanında düşünen, yazan, anlatan ve insanları, özellikle de mühendisleri düşündüren bir yanı var.” Peki, Uğur Ersoy hoca kendi hocası için ne diyor; “Değer yargılarının büyük çapta erozyona uğradığı, dürüstlüğün erdem sayılmadığı, ilkelerin yerini para ve köşe dönme hırsının aldığı bu dönemde umarım Ferguson bana olduğu gibi gençlere de örnek olur. Onları çarpık düzenin yapay düşlerinden uyandırır.” Bu tanımları ve değerlendirmeleri yaşayarak hak ettiklerini yaşam öykülerinden bildiğimiz bu insanların artması en büyük arzumuz olup, bilim adamlığı nasıl yapılırın, genel ve yerel yönetimle ve onların yönetme haksızlıkları ile nasıl baş edilebileceğinin, bu anlamdaki direnmenin kutsallığının, ahlak ve etik’in ne anlama geldiğinin, neden empati yapılmasının gerekliliğini bir kez daha anlayacağız.

ANI-1
Ferguson Hoca çok dindar bir adamdı. Ayda bir kez, pazar günü, metodist kilisesinde vaaz bile verirdi. Bu kadar koyu dindar bir adam, kimsenin hayat tarzına karışmaz, başka dinden olanlara hatta dinsiz olanlara bile bu konuda saygılı davranırdı. Ellili yıllarda Amerika’da Mc Carthy rüzgârı esiyordu. Önüne gelen komünistlikle suçlanıyor, soruşturmaların ardı arkası kesilmiyordu. Milliyetçilik ve dincilik günlük hayata egemen olmuştu. Ülkede tam anlamıyla bir terör havası esiyordu. İnsanlar korku içindeydi. Herkes milliyetçilikte ve dincilikte birbiriyle yarış ediyordu. Işte bu dönemde Texas Üniversitesi Mütevelli Heyeti bir karar aldı. Her öğretim üyesi Tanrı’ya inandığına dair imza verecekti. Öğretim üyeleri arasındaki paniği bugün gibi hatırlarım. Geç kalmak korkusu ile hocalar bir imza kuyruğu oluşturmuştu Tanrı’ya inanmayanlar bile tereddütsüz basıyorlardı imzayı. Eee, ne de olsa işin sonunda damgalanmak vardı. Koca üniversitede tek bir öğretim üyesi bu deklarasyonu imzalamayı reddetti. Bu kişi, o üniversitede belki de Tanrı’ya en fazla inanan insandı. Bu öğretim üyesi Ferguson’du. imzalamayı reddetmekle de kalmadı Ferguson. Bir de istifa mektubu yazdı o mütevellilere. Mektubunda insanların inançlarının sorgulandığı bir üniversiteye otuz yıldır hizmet etmiş olmaktan utanç duyduğunu belirtiyor ve istifasının kabulünü istiyordu. Bu soylu çıkış karşısında Mütevelli Heyeti kararını geri almak zorunda kaldı. Deklarasyonu imzalayanlar pişman oldular ve utandılar. Ferguson herkese bir insanlık dersi vermişti. O elbette Tanrı’ya inanıyordu, ama inançların sorgulanmasına da karşıydı. işte Ferguson böyle bir insandı.

ANI-2
Ellili yıllarda ülkenin güneyinde ırk ayrımı vardı. Üniversitenin olduğu Austin, Texas’ın başkentidir. Otobüsler zenci ve beyaz diye bölümlere ayrılmıştı. Zenciler lokanta, gece kulübü, plaj gibi yerlere giremezlerdi. O zamanlar yirmi bin öğrencisi olan üniversitede bir tek zenci öğrenci yoktu. 1963’te Austin’e ikinci gidişimde ırk ayrımı konusunda büyük gelişmeler olduğunu gözledim. Artık üniversitede az da olsa zenci öğrenci vardı. Üniversitedeki tek zenci doktora öğrencisi ise inşaat Mühendisliği Bölümü’ndeydi: E. Perry. Ferguson, Perry’nin doktorasını bitirdikten sonra üniversitede öğretim üyesi olarak kalmasını istiyordu. Üniversite Mütevelli Heyeti buna şiddetle karşı çıktı . Bunun üzerine Ferguson’un başlattığı kampanya ile yirmi öğretim üyesi Mütevelli Heyeti’ne bir muhtıra verdi. Ya Perry alınacak ya da hepsi istifa edecekti. Mütevelli Heyeti geri adım attı. Böylece Perry, Texas Üniversitesi’ne alınan ilk zenci öğretim üyesi oldu. Dr. Perry, Texas inşaat Mühendisleri Odası’na kaydolmak istediğinde de reddedildi. Bunun üzerine Ferguson, yıllarca başkanlığını yaptığı bu kurumdan istifa edeceğini ve tüm Amerika’yı baştanbaşa dolaşıp, odanın yaptığı ırk ayrımını anlatacağın bildirdi. Oda Perry’i üyeliğe kabul etti. Texas inşaat Mühendisleri Odası’nın ilk zenci üyesi de oldu Perry.

Umalım ki, artık muhalif ve muarızlarına “katli vaciptir” yaklaşımı gösterenlerin, yönetimle aynı görüşü paylaşmadıkları için başlarına olmadık şeyler gelenlerin yaşadıkları karşısında “oh oldu” diyenlerin, şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemlerle muhaliflerini tasfiye edenlerin, hiç umudum yok ama geleceğini şekillendirsin bu örnekler. Kendileri başkalarına her türlü hakareti yapan ve daha da ötesi bunu bir hak bilen ama kendilerine karşı benzer şeyler söyleyenleri hain ilan eden, söylenenleri hakaret kabul ederek muarızlarına, muhaliflerine saldırmayı hak görenler de nasiplenir bu örneklerden.

Ruhi M. Çilek
ruhi@alaturkaonline.com

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin

181,537BeğenenlerBeğen
80,592TakipçilerTakip Et
3,552TakipçilerTakip Et
7,662TakipçilerTakip Et
41,800AboneAbone Ol

Kaçırmayın

Alaturka Online sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et