Bir California sabahında yeni güne başlarken nelerle karşılaşabilirsiniz?
Burası Güney California… Burada öyle İstanbulum’da olduğu gibi her gün yeni sürprizlere yer olmaz. Burada hayat düzenlidir,sakin ve telaşsızdır. Trafiğin bir akış adabı, araçların ve insanların aralarında uzun mesafeler vardır. Güleryüz, yolda göz göze gelinen ve tanınmayan kişiyle selamlaşma, hal hatır sorma güne başlangıçtaki ilk diyaloglardır.
Radyolar biraz tembeldir, şarkılar binlerce kez dejavu etkisi yaratır. Eski şarkılardan sıkılınır, ama yenileri posta posta gelir. Söylene söylenen 88’den 107’ye tüm radyo kanalları gezilir ve sonunda pes edilir. Haber radyolarından “Amerika’da ne varmış ne yokmuş neler olmuş?” konularında havadis almak ve sabah sabah Amerikan aksanı çalışmak 4-5 şeritli geniş yollarda, carpoollarda araba kullanan biz Türkler için verimli bir gün başlangıcı anlamını taşır.
Eveet, güzel ve güneşli Orange County gününe merhaba dedik. Evden çıktık, arabaya bindik ve işimize, okulumuza,kahvaltı etmeye ya da alışverişe gidiyoruz diyelim.
Yolda başımıza neler gelebilir?
Tamam burada çok sürpriz olmaz ama tatlı sürprizler olur mesela bir sabah kahvaltıya ya da işe giderken bir at sizi “Günaydın dercesine selamlayabilir.”
Bir Pazar sabahında Güney California’yı keşif turuna çıktığınızda, dağların arasındaki vadide rengini gökyüzünden almış sakin bir göl ve onunla bütünleşmiş düzenli bir şehirle karşılaşabilirsiniz.
Birkaç parça eşya almak için girdiğiniz dükkanda sizi örümcek ağlarının arasında, siyah bir tabutta yatan bir kemik yığını karşılayabilir. Korkmaya gerek yok o sadece Hallowen’ın habercisi.
Biraz okyanus havası almak için sahile gidelim deyip rotanızı Hungtington Beach olarak ayarladığınızda sahil kenarına inerken sizleri “Hayat kısa, keyifle yaşayalım, derdi tasayı bir kenara bırakalım ve bu güzel Cumartesi gününün tadını çıkaralım.” diyenler bekleyebilir. Gününüzü renklendirecek şarkılar, danslar ve sokak gösterileriyle Pasifik zamanı!
Soğuk havalar gittiğinde, çiçekler yine açmaya başladığında, Güneşli günlerin tadını çıkaran birileri heyecanlarını pankartlarla sokaklara taşımış olabilir. Heyecanlı bir güne başlayış! Gününüz güzel olsun pankartçılar!!!
Sabah işe giderken önünden geçtiğiniz yol, akşam üstü Oscar Ödül Töreni gecesi hazırlıkları için kapanmış olabilir. Iphonelar, Androidler ve GPSler alternatif yollar bulma zamanı!
Her şeyin durmaksızın hareket ettiği şu dünyada, 25 milyonluk nüfusuyla 24 saat yaşayan bir şehirde her gün bir yenilikle karşılaşmamak mümkün mü? Yeter ki biz keşfetmeye, yaşamaya, tecrübe etmeye, öğrenmeye açalım aklımızı, kalbimizi. İşte o zaman gönül rahatlığıyla “Neden geldim Amerika’ya?” türküsünün bestecisi Ahilleas Pulos Amca’yı dinleyip Türkiye’yi özlerken anlatabiliriz kendimize burada yaşama nedenlerimizi…
İrem Akdere / Los Angeles