Deniz suyundan yakıt üretecekler. Fransa’da dünyanın ilk nükleer füzyon reaktörü kuruluyor.
Deniz suyundan yakıt üretecekler
Fransa’da dünyanın ilk nükleer füzyon reaktörü kuruluyor. Deniz suyundan temiz ve hiç tükenmeyen enerji üretilecek. Petrole bağımlılık tamamen ortadan kalkacak
Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktörü (İTER) projesinin ortakları dün bir deklarasyon imzalayarak reaktörün, Fransa’da kurulmasına karar verdi. Petrol fiyatlarının 60 dolar sınırını aştığı bir dönemde hayata geçirilmesi konusunda anlaşma sağlanan proje, çevreyi kirletmeyen ve hiç tükenmeyen enerji vaadediyor.
Nükleer Füzyon reaktörünün en geç 10 yıl içinde faaliyete geçmesiyle birlikte fosil yakıtlara bağımlılığı tamamen ortadan kaldırması hedefleniyor. Günümüzdeki nükleer santrallerde, atomların parçalanması yoluyla enerji üretiliyor. Ancak bu parçalanma yüksek miktarda radyoaktif atık ortaya çıkmasına neden oluyor.
İTER reaktöründe ise güneşin ısı üretim şekli olan nükleer füzyon, yani atomların birleştirilmesi prensibi kullanılacak. Böylece küresel ısınmaya yol açan zehirli gazların ve radyoaktif maddelerin çıkması önlenecek. Reaktörde hammadde olarak ise, tükenmez bir kaynak olarak tanımlanan deniz suyunda bulunan deuterium atomları kullanılması öngörülüyor. Deniz suyunun petrolün yerini almasıyla birlikte, dünyadaki stratejik dengelerin tamamen değişeceği belirtiliyor. İngiliz Kraliyet Mühendislik Akademisi’nin sözcüsü Ian Fells, “Bu yöntemiyle inanılmaz bir enerji açığa çıkıyor. Dünyanın 2 bin yıllık enerji ihtiyacı karşılanacak” dedi.
Kısa Notlar:
Projenin temelleri 1985 yılında atıldı.
İTER girişiminde 25 AB üyesi ülke ile ABD, Rusya, Çin, G. Kore ve Japonya yer alıyor.
İTER reaktöründe füzyon (atomların birleştirilmesi) yöntemiyle enerji üretilecek.
Japonya, son 1,5 yıldır reaktörün kendi topraklarında kurulması için mücadele verdi.
Reaktörün Fransa’ya inşa edilmesi için anlamsa sağlanması Avrupa için bir başarı olarak görülüyor.
Fransa’da kurulacak İTER reaktörü için 12 milyar dolarlık bir yatırım yapılacak. Bütçenin yüzde 10’u Fransa tarafından karşılanacak. AB üyesi ülkeler bütçenin yüzde 40’ini üstlenirken, projenin kalan masraflarını diğer 5 ülke üstlenecek.
